GELİŞİM Koleji’nde bayrağı Cem Akdağ’dan devralan genç coach Efe Can Önal, takımın başında bir ayını geride bırakırken detaylı açıklamalar yaptı. “Her zaman imrenerek izlediğim Gelişim Koleji ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluyum” saptamasında bulunan Önal, “Ülke basketbolumuzun simge isimlerinden ve basketbol aklı olarak örnek alınması gereken kişilerden biri olduğuna inandığım Cem Hocam’dan sonra göreve gelmek ayrı bir heyecan” dedi.
Gelişim Koleji’ni “Basketbola ve eğitime bakış açısı olarak ideal” olarak nitelendiren Önal, “Pofesyonel sporcu olabilmek, farklı parametrelere dayanıyor. Akademik devamlılık ve kariyer hedefleri bu notada büyük önem taşıyor. Her fırsatta antrenman yapmaya çalışıyoruz fakat kesinlikle okul saatleri içerisinde çocukları dersten çıkarıp sahaya almıyoruz. Bu metodu tercih eden kulüpler var ancak ben bunun kültürel ve entelektüel anlamda uzun vadede zarar vereceği kanısındayım” diye konuştu.
Sarı-yeşilli ekibin sezona yepyeni bir kadroyla hazırlandığının altını çizen Önal, “Geçen sezon kadromuzda yer alan isimlerin bir çoğunun üst liglere transfer olması, kulübümüzün geleceği, devamlılığı ve marka değeri açısından oldukça önemli. Bu sezonki oyuncu grubumuzun da aynı hedefle ve istekle olaya konsantre olması, kariyerlerinde bir sonraki evreye geçiş yapmaya niyetli olmaları ise en büyük arzumuz” yorumu yaptı.
BGL takımı olarak aynı zamanda Bölgesel Lig’de ve kontenjan oyuncularının haricinde kalan isimlerle de okul liglerinde de mücadele edeceklerini ifade eden Önal, “Bütün bu liglerde iyi bir derece elde ederken, oyuncularımızın gelişim hızlarını artıracak savunma ve hücum sistemlerini tercih edeceğiz. BSL-TBL’de yer alabilmenin en önemli şartlarından birisi öncelikli olarak savunma yapmak. Pilot takımlar dışında neredeyse kimse 18-19 yaşındaki çocuklara (Öncelikli olarak hücum gücünüzle bu takımın bir parçası olun) diye yaklaşmıyor” şeklinde konuştu.
Bu durumun doğru/yanlış tartışması kısmına girmek istemediğini belirten genç teknik adam, “Çünkü realite bu ve takımdaki arkadaşlarımızın da bu bilince ulaşmaları yönünde idman içeriklerimizi dizayn ediyoruz. İşin hücum kısmında da çocuklarımızı değerli kılacak olan da top kullanma tercihleri olacaktır. Bu iki noktaya oldukça önem veriyoruz. Son olarak bütün bu akademik ve sportif konuların ötesinde iyi bir ekip olabilmek zorundayız” dedi.
Çocukların basketbolun dışında da sürekli bir takım çalışması içinde olacaklarına dikkat çeken Önal, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu yüzden onlara bireyselliğin gelip geçici olduğunu idrak ettirmek zorundayız. Bu nedenle Tarkovski’nin 1 +1 = 1 felsefesine önem veriyorum. Biz de bir damla ve bir damla daha iki damla etmez, daha büyük bir damla eder prensibiyle yolumuza devam edeceğiz. Okulumuzun kurucusu Serdar Öner ve kulübün bu noktalara gelmesinde 17 yıldır emek veren Genel Menajerimiz Namık Yazlar’ın da ekip anlayışı ve beraber karar verme konularındaki yaklaşımları, bu bakış açısını entegre edebilme konusunda işimizi kolaylaştıracak.”